9 Ocak 2016 Cumartesi

AHMET BERAT COŞKUN

2000 Yılının kasım ayında doğdum.Hobilerim futbol oynamak,macera kitapları okumak,arkadaşlarımla vakit geçirmektir.Klasik arabalardan,bilgisayar oyunlarından haz duyarım.Sakin,soğukkanlı,biraz da duygusal biriyim.boş vakitlerimde dışarıya çıkmayı,bilgisayar başında takılmayı,televizyon izlemeyi severim.Fakat bu aralar hiç boş vaktim olmadığı için bunları dazla yapamıyorum.Araştırma yapmayı,gezmeyi(biraz),sohbet etmeyi de severim.Takım çalışmalarımda çok başarılı değilimdir.Beni tqnıyan kişiler beni hırslı,azimli,çalışkan,pes etmeyen biri olarak anlatırlar.Sonuç olarak ben de farklı bir karaktere sahibim ve ister beğenin ister beğenmeyin ben bu karakterim.Bu arada matematikten oldum olası nefret ederim.

8 Ocak 2016 Cuma

DÖRT BÜYÜK ESER

DİVÂN Ü LUGATİ’T-TÜRK
Türkçenin bilinen ilk sözlüğüdür. 1072-1074 yılları arasında Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmış ve Bağdat’ta Abbasi Halifesine sunulmuştur. Araplara Türkçeyi öğretmek amacıyla yazıldığından, açıklamaları Arapçadır. Ancak Türkçenin söz varlığını göstermesi dolayısıyla edebiyatımız açısından da önemlidir. Koşuk, sagu, sav, bilmece gibi folklor-edebiyat ürünlerinden örnekler içerir. Türk yurtları, Türk tarihi ve toplum yapısı hakkında bilgiler verir. Hatta kitaba bir “Türk yurtları haritası” eklenmiştir. Bu özellikleriyle ansiklopedik sözlük sayılabilir. 

ATABETÜ'L HAKAYIK:
XII. yüzyılda Edip Ahmet tarafından yazılıp bir Türk beyine sunulmuştur, öğretici nitelikte bir eserdir. Dini, ahlaki öğütler verir. Dilinde yabancı (Arapça-Farsça) sözcük Kutadgu Bilig’e göre daha fazladır. Asıl metin; (aaxa düzeninde) 101 dörtlükten oluşur. Başta gazel biçiminde, birbirine bağlı birkaç şiir daha vardır. Tamamı aruz ölçüsüyle ve Doğu (Hakaniye) Türkçe’siyle yazılmıştır.

KUTADGU BİLİG:
İslami Dönem‘in bilinen ilk eseridir. Yusuf Has Hacip tarafından  1069-1070 yıllarında yazılmış, Karahanlı Hükümdarı Tabgaç Buğra Han sunulmuştur. Hakaniye (Doğu) Türkçesiyle yazılmıştır. Dili sadedir. Türkçe olmayan sözcük sayısı azdır.
Aruz ölçüsüyle ve beyit nazım birimiyle yazılmıştır. İçerisinde dörtlüklerde vardır. Mesnevi nazım biçimindedir. Alegorik (simgesel-sembolik) bir kurguyla oluşturulmuştur.

DİVAN-I HİKMET:
12. yüzyılda Türk tasavvufunun kurucularından Hoca Ahmet Yesevi’nin “Hikmet” adını verdiği tasavvuf şiirlerinden oluşur. Hikmetler, ilahilere de kaynaklık eden, ilk Türkçe tasavvuf şiirleridir. 12’li (bazıları 7’li) hece kalıbıyla yazılmışlardır. İlahi aşkı ve tasavvufun diğer bazı temalarını işleyen canlı ve didaktik bir üslupla yazılmış şiirlerdir. Kitap, tasavvufun olduğu kadar 12. yüzyıl Türkçesinin de temel eserlerindendir.

HALK EDEBİYATI VE DİVAN EDEBİYATI

Eski Türklerde Şairlerin Görev ve İşlevi
Eski Türklerde "kam, baksı, oyun, ozan, şaman" adları verilen şairler, o günkü toplumda hâkim, hekim, büyücü, sanatçı, bilge konumundadır. Bu yönleriyle şairler, toplumun önem verdiği kişilerdir.
Şairler, "sığır, yuğ ve şölen" adı verilen törenlerde etkin rol oynamışlar, şiirlerini bu törenlerde söylemişlerdir. Çalgı aleti çalma yeteneği de olan bu şairler, şiirlerini o dönem kullanılan "kopuz" adı verilen çalgı aleti eşliğinde söylemişlerdir.

Sözlü Edebiyatın Özellikleri:
  • Şiirler kopuz adı verilen bir tür saz eşliğinde söylenmiştir.
  • Dilde yabancı dillerin etkisi yoktur, saf bir Türkçe vardır.
  • Bu dönemin asıl ürününü doğal destanlar oluşturur.
  • Millî ölçümüz olan "hece" ölçüsünün daha çok 7'li, 8'li ve 11'li kalıpları tercih edilmiştir.
  • Şiirlerde yarım uyak ve redif kullanılmıştır.
  • Genellikle doğa, aşk, kahramanlık, yiğitlik ve ölüm konulan işlenmiştir.
  • Nazım birimi "dörtlük"tür.
  • Ürünler anonimdir.
Destan dönemi, sadece Türklerde görülen bir dönem değildir. Köklü bir tarihi geçmişi olan ve doğal destana sahip Rus, Hint, Alman, Fransız, İspanyol, Yunan, Sümer gibi milletlerin de destan dönemleri vardır. Bu milletlerin tarihi de tarihin bilinmeyen dönemlerine kadar uzanmaktadır.




DİVAN EDEBİYATI:


  • Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
  • Ana nazım birimi beyittir. Dörtlükler de kullanılmıştır.
  • Arap ve İran edebiyatlarından aynen alınmış nazım biçimleri kullanılmıştır. Sadece şarkı ve tuyuğ Türk Divan şairlerince Divan şairlerince Divan şiirlerine dâhil edilmiştir.
  • Genellikle tam ve zengin kafiye tercih edilir. Ahenge önem verildiğinden rediflere de özellikle yer verilir.
  • Bütün güzelliğine değil, parça (beyit) güzelliğine önem verilir.
  • Dil ve anlatım süslü ve sanatlıdır. Mazmun adı verilen kalıplaşmış dolaylı (telmihli, eğretilemeli) söz kalıplarıyla, anlatım yapılır. [“Meh” (ay) dendiğinde “sevgilinin yüzü”nün, “servi” dendiğinde “boyu”nun “inci” dendiğinde “dişi”nin anlaşılması gibi.]
Ayrıca Bazı Mazmunlar:
Boy: servi, tuba, elif, Nihal…
Göz: kafir, mahmur, katil, mest…
Kirpik: ok, mızrak…
Zülf/Saç: misk, sümbül, amber, yılan, kement…



2. YENİ AKIMLA İLGİLİ ŞİİRLER

Beni Öp Sonra Doğur Beni
Şimdi
utançtır tanelenen
sarışın çocukların başaklarında.
Ovadan
gözü bağlı bir leylâk kokusu ovadan
çeviriyor o küçücük güneşimizi.
Taşarak evlerden taraçalardan
gelip sesime yerleşiyor.
Sesimin esnek baldıranı
sesimin alaca baldıranı.
Ve kuşlara doğru
fildişi: rüzgârın tavrı.
Dağ: güneş iskeleti.
Tahta heykeller arasında
denizin yavrusu kocaman.
Kan görüyorum taş görüyorum
bütün heykeller arasında
karabasan ılık acemi
-uykusuzluğun sütlü inciri-
kovanlara sızmıyor.
Annem çok küçükken öldü
beni öp, sonra doğur beni.      ( Cemal Süreya)


YERÇEKİMLİ KARANFİL
Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
Oysaki seninle güzel olmak var
Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.
Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele.
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce. (Edip CANSEVER)

GÜNEŞ TOPLA BENİM İÇİN
Seher Yeli Çık Dağlara
Güneş Topla Benim İçin
Haber İlet Dört Diyara Canım
Güneş Topla Benim İçin
Umutların Arasından
Kirpiklerin Karasından
Döşte Bıçak Yarasından Canım
Güneş Topla Benim İçin
Seher Yeli Yar Gözünden
Havadaki Kuş İzinden
Geceleri Gökyüzünden Canım
Güneş Topla Benim İçin   (Ülkü Tamer)


 MONA ROZA
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek...